Ceza Hukuku

Ceza Hukuku

Ceza Hukuku ofisimizde ağırlıklı olarak hizmet verdiğimiz alanlardan olup , ofisimiz avukatları  savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek ceza yargılaması sürecine katılan taraflara hukuki destek sağlamaktadırlar.Şüphelinin bizzat kendisinin veya avukatının soruşturma işlemlerine itiraz hakkı vardır. Soruşturma neticesinde Savcılık şüphelinin suç işlediği kanaatine varırsa, şüpheli hakkında bir iddianame düzenleyerek ceza davası açar. Sanık, mahkemedeki yargılamanın tüm aşamalarında da bir avukatın hukuki yardımından yararlanma hakkına sahiptir. Ceza mahkemesi, yapacağı yargılama neticesinde sanık hakkında mahkumiyet hükmü olarak adli para cezası, hapis cezası veya güvenlik tedbirine karar verebilir. Ceza davası, istinaf, temyiz ve kararın düzeltilmesi gibi aşamaları da geçtikten sonra kesinleşmiş hapis cezası ile ilgili infaz hukuku süreci başlar. Kesinleşen hapis cezasının infazı, kural olarak açık veya kapalı cezaevinde yapılır. Cezası infaz edilen hükümlü, suçunun niteliğine göre belli şartları yerine getirdiğinde koşullu salıverilme  ve denetimli serbestlik tedbirinden yararlanarak cezaevinden tahliye edilebilir. Soruşturma aşaması ile başlayıp cezanın infazı ile sona eren bu süreçte yargılanan kişinin, mağdurun, müştekinin veya katılanın savunmasını yapan avukata, halk arasında ceza avukatı veya ağır ceza avukatı denilmektedir.

Yabancıların İşlediği Suçlar ve Türkiye Mahkemelerinin Yetkisi (TCK m.12-13)

5237 sayılı TCK,  yabancıların yurtdışında işlediği suçlar nedeniyle Türkiye’de yargılanabilmesi için birtakım soruşturma ve kovuşturma şartları öngörmüştür.

Öncelikle Türkiye’de işlenen suçlar hakkında yabancı veya vatandaş olmasına bakılmaksızın fail Türkiye kanunlarına göre cezalandırılır. Kanunda fiilin kısmen veya tamamen Türkiye’de işlenmesi veya neticenin Türkiye’de gerçekleşmesi halinde suçun Türkiye’de işlenmiş sayılacağı kabul edilmiştir (TCK m.8).

Yabancı bir ülkede bir yabancı tarafından işlenen iki kategori suç hakkında Türkiye’de yargılama yapılabilir:

Türkiye’nin zararına işlenmiş olup Türkiye kanunlarına göre aşağı sınırı en az bir yıl hapis cezasını gerektiren suçlar hakkında Türkiye mahkemeleri yargılama yapabilir (TCK m.12/1).

Ceza miktarına bakılmaksızın bazı suçların, yabancı bir ülkede işlenmiş olması kaydıyla, bir yabancı tarafından ister yabancı isterse Türkiye veya vatandaşları aleyhine işlenmiş olsun Türkiye mahkemeleri yargılama yapma yetkisine sahiptir (TCK m.13).

5237 sayılı TCK’da yabancı ülke veya yurtdışı kavramlarının ne anlama geldiğininin anlaşılabilmesi için ceza hukuku bakımından Türkiye’nin egemenlik alanı şu şekilde belirlenmiştir (TCK m.8/2):

Türk kara ve hava sahaları ile Türk karasularında,

Açık denizde ve bunun üzerindeki hava sahasında, Türk deniz ve hava araçlarında veya bu araçlarla,

Türk deniz ve hava savaş araçlarında veya bu araçlarla,

Türkiye’nin kıt’a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde tesis edilmiş sabit platformlarda veya bunlara karşı,

işlenenen suçlar Türkiye’de işlenmiş sayılır. Bu alanlar dışında işlenen tüm suçlar Türkiye dışında işlenmiş suçlar olarak kabul edildiğinden, yabancıların bu alanlar dışında işlediği suçlarda Türkiye’nin yargı yetkisi TCK m.12 ve m.13 ile belirlenmiştir.

Yabancı Hukuk Bürolarının Türkiye’de Avukatlık Yapma Yetkisi

Türkiye’de avukatlık yapabilmek için kural olarak hukuk fakültesi mezunu olmak ve avukatlık stajının ardından herhangi bir ildeki baroya kaydolmak gerekir. Türkiye mevzuatına göre avukat olmadığı halde avukatlık yetkilerini kullanarak mesleği icra edenler hapis ve para cezalarına çarptırılmaktadır. Ancak, belli alanlarda yabancı hukuk bürolarının da avukatlık yetkilerini kullanmasına imkan tanınmıştır. Yabancı hukuk bürolarında çalışan avukatlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan avukatlar olsa bile, ancak yabancı hukuklar ve milletlerarası hukuk konusunda danışmanlık hizmeti verebilir. Uygulamada yabancı hukuk bürolarının danışmanlık hizmetini aşacak bir biçimde avukatlık hizmeti sunduğu görülmektedir.

Taksirle Yaralama Suçu Nedir? (TCK 89)

Taksirle yaralama suçu, iş kazası, trafik kazası, doktor hatası vb. gibi sayısız nedenlerle bir kimsenin vücuduna taksirle zarar verilmesi halinde meydana gelir.  Sosyal hayat içerisinde her birey belli ölçüde dikkatli ve özenli hareket etmek, başkalarına zarar vermemek için gerekli önlemleri almak zorundadır.

Taksirle adam yaralama suçu işleyen fail aleyhine, mağdurun, maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı vardır.

Yaralanma hatalı doktor uygulamasından kaynaklanmışsa, fiili işleyen doktora karşı tıbbi malpraktis sebebiyle tazminat davası açılabilir.

Yaralanma iş kazasından kaynaklanmışsa, iş sahibine karşı iş kazası nedeniyle tazminat davası açılabilir.

Yaralanma, trafik kazasından kaynaklanmışsa, trafik kazasından kaynaklanan tazminat davası açılabilir.

Cinsel Suçlar Nedir?

Cinsel suçlar, genel olarak şu şekilde kategorize edilmektedir:

Cinsel İstismar Suçu: Kural 15 yaşını tamamlamamış çocuklara karşı bedensel temasta bulunmak suretiyle cinsel amaçla işlenen fiilleri cezalandırmaktadır (TCK md.103). 15-18 yaş grubunda olan çocuklara karşı hile, cebir, tehdit veya iradeyi etkileyen bir nedenle çocuğun bedeni üzerinde icra edilen fiiller de cinsel istismar suçu olarak nitelenir.

Cinsel Saldırı Suçu: Kural olarak yaşı büyük kimselere veya 15-18 yaş grubu mağdurlara yönelik (hile, cebir, tehdit veya iradeyi etkileyen başkaca bir neden olmaksızın) bedensel temasta bulunmak suretiyle cinsel amaçla işlenen fiilleri cezalandırmaktadır (TCK 102)

Cinsel Taciz Suçu: Mağdurun yaşına bakılmaksızın, fail ile mağdur arasında bedensel temas olmadan cinsel davranışlarla işlenen fiilleri cezalandırmaktadır (TCK 105)

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu: 15-18 yaş grubunda yer alan çocuklarla, çocuğun kendi rızasıyla cinsel ilişkiye girilmesi halinde reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşur (TCK 104).

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu Nedir? (TCK 191)

Uyuşturucu maddeyi (esrar, eroin, kokain vb.) kişisel kullanım amacıyla satın alan, herhangi bir surette uyuşturucu maddeyi kabul eden ve kullanma amacıyla bulunduran kişi uyuşturucu madde kullanma veya bulundurma suçunu işlemiş olur (TCK md.191).

Kişisel ihtiyacı aşacak ölçüde uyuşturucu madde bulundurulması halinde, fail, uyuşturucu madde ticareti suçu ile cezalandırılmaktadır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Uyuşturucu madde kullanma suçu nedeniyle, kamu davası açıldıktan sonra yapılan yargılama neticesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması  kararı verilebilir.

Erteleme, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Uyuşturucu madde kullanma suçunun hapis cezası ertelenebilir.

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu Nedir? (TCK 188)

Uyuşturucu madde ticareti suçu, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imali, ithali, ihracı, ülke içinde satılması, satışa arz edilmesi, temin edilmesi, sevk edilmesi, nakledilmesi, depolanması veya ticaret amacıyla satın alınması, kabul edilmesi ile işlenen bir suçtur (TCK md.188).

Uyuşturucu madde ithal veya ihraç etme suçları için uygulamada uyuşturucu kaçakçılığı suçu deyimi kullanılmaktadır.

Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma ile uyuşturucu madde ticareti açısından en önemli ölçüt, yakalanan uyuşturucu maddenin miktarıdır. Sanığın kişisel ihtiyaç sınırını aşacak miktarda uyuşturucu madde bulundurması, uyuşturucu maddeyi kişisel kullanım amacı dışında bulundurduğunun göstergesidir. Kişisel kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliğine, cinsine ve kalitesine göre değişiklik göstermektedir. Yıllık kullanım miktarının üzerinde uyuşturucu madde bulunduran sanığın, uyuşturucu maddeyi kullanma amacı dışında bulundurduğu kabul edilmektedir.Sanığın elindeki uyuşturucu maddeyi başkasına satma ya da devir veya tedarik etme hususunda herhangi bir davranış içerisine girip girmediği araştırılır. Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin sanık tarafından bulundurulduğu yer dikkate alınarak uyuşturucu maddenin kullanmak için mi yoksa ticaret için mi bulundurulduğu tespit edilmelidir. Kişisel ihtiyacı için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla ulaşabileceği bir yerde bulundurur. Uyuşturucu maddenin kolayca ulaşılamayacak bir yerde zulalanmış olması uyuşturucu madde ticareti yapıldığının göstergesidir.

Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bulunduruluş şekli de suç vasfının tespiti açısından önemli ölçütlerden biridir. Uyuşturucu maddenin çok sayıda ve özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler halinde bulunması, her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartı sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yer veya yakınında hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin yakalanması, uyuşturucunun kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirti olacaktır.

Özel Belgede Sahtecilik Suçu Nasıl İşlenir?

TCK 207. maddede düzenlenen özel evrakta sahtecilik, üç farklı seçimlik hareketle kasten işlenebilen bir suçtur:

Özel bir belgenin sahte olarak düzenlenip kullanılması,

Gerçek bir özel belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilerek kullanılması,

Sahte olduğunu bilerek özel belge kullanma.

Yukarıdaki üç seçimlik hareketten herhangi birinin işlenmesiyle özel belgede sahtecilik suçu oluşur. Yukarıdaki üç eylemin, aynı fail tarafından ayrı ayrı zamanlarda, fakat aynı özel belgeyle işlenmesi halinde de faile tek bir ceza verilir.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçu Nedir? (TCK 204)

Resmi belgede sahtecilik suçu, kamu güvenine karşı suçlar arasında TCK 204. maddede düzenlenmiştir. Resmi belgede sahtecilik, üç farklı seçimlik hareketle kasten işlenebilen bir suçtur:

Sahte resmi belge üretilmesi veya mevcut resmi belgenin gerçeğe aykırı düzenlenmesi,

Gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi,

Sahte resmi belgenin kullanılması.

Yukarıdaki üç seçimlik hareketten herhangi birinin fail tarafından işlenmesiyle resmi belgede sahtecilik meydana gelir. Resmi belgedesahtecilik suçu ile özel belgede sahtecilik suçu arasındaki en önemli fark, sahtecilik konusu evrakın gerçeğinin kamu görevlisi tarafından düzenlenebilen belgelerden olmasıdır.

Hırsızlık Suçu Nedir? (TCK 141-142)

Hırsızlık suçu, başkasının zilyedi olduğu taşınır bir malı zilyedin rızası olmadığı halde kendisine veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bulunduğu yerden alınmasıyla meydana gelir. Hırsızlık suçu, malvarlığı değerlerine karşı ve ekonomik bir çıkar elde etmek amacıyla işlenen suçlardandır. Hırsızlık suçu, TCK’nın 141. ve 147. maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Basit veya nitelikli hırsızlık suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması  kararı verilmesi mümkündür.

Erteleme, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Basit veya nitelikli suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür.

Takibi Şikayet Bağlı Suç Ne Demek?

Takibi şikayete tabi suçlar, 5237 sayılı TCK’da ve özel kanunlarda açıkça gösterilmiştir. Bir suçun şikayete tabi olduğu kanun maddesinde şu ibarelerle ifade edilir:

“…mağdurun şikayeti üzerine…hükmolunur.” (TCK m.86/2),

“…şikayet üzerine…cezalandırılır.” (TCK m.104/1),

“…soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır.” (TCK m.131/1).

Takibi şikayete bağlı olmayan suçlar, kanunlarda ayrıca belirtilmez. İlgili kanun maddesinde bir suçun takibinin şikayete bağlı olduğu açıkça yazılmamış ise, o suç hakkında savcılık ve mahkeme tarafından resen  soruşturma ve kovuşturma  yapılır.